Ankara'da veya herhangi bir şehirde bisiklet sürmek birçok insana stresli gelebilir. Trafik, motorlu araçlarla aynı yolu paylaşmak, çeşitli şehir içi engeller gibi durumlar bisikletçilerin birazcık canını sıkabilse de doğru ve gerekli ekipmanlarla bu gibi engellerle baş etmek çok zor değil. Bu konuyu, kendilerinin başka bisikletseverler dolayısıyla oluşan konsantre bilgilerinden faydalanmak ve de direkt olarak tecrübeli bir bisikletçiyle konuşmak istediğim için geçtiğimiz günlerde yeni öğrendiğim ilginç bir bisikletçiye gittim: Green Bicicletta. Green Bicicletta, Çayyolu'nda diğer birçok bisikletçinin de örnek almasını dilediğim bir konsept bisikletçi diyebilirim. İçerisi yalnızca bir bisikletçi dükkanı değil. İçeride küçük bir kafe var, eğitim gibi amaçlarla kullanılan mini bir amfi var ve mağazanın bir duvarı da çeşitli sanatçılar için sergi olarak ayrılmış durumda. Bununla birlikte, birçok bisikletçide karşılaşacağınız manzarada olduğu gibi burada bisikletler yan yana istiflenmiş vaziyette değil tavandan zemine uzanan direklere asılmış vaziyette daha estetik ve de düzenli bir şekilde sergileniyor. Burası sıradan diğer bisikletçi dükkanları değil demiştim ya. Green Bicicletta'nın sahibi ve kendisi de eski bir profesyonel bisikletçi olan Kurtuluş Baydar da bunu kendi sözleriyle şöyle ifade ediyor: "Ben bir bisikletçi dükkanı değil, bisikletçi mağazası kuracağım." Nitekim, öyle de olmuş ve İstanbul'da bazı örneklerini görsek de benim Ankara'da daha önce rastlamadığım türden konforlu ve samimi, konsept bir bisiklet mağazası olmuş. Fakat, Green Bicicletta'yı daha detaylı bir şekilde sonraki yazılarda ele alacağımı not edip esas konumuza geri dönelim: Şehirde Bisiklet Sürerken Yanınızdan Ayırmamanız Gereken 4 Şey. . . .1. KaskÇoğu kişinin duyduğu için şaşırmayacağı bir ekipman kask. Bildiğimiz gibi bisiklet sürerken arabada olduğumuz gibi metal bir kafesin içinde değiliz ve dolayısıyla bizi darbelerden koruyacak metal bir tamponumuz yok. Nitekim, araba içerisinde bütün bunlara ve de hava yastığına sahipken bile emniyet kemerimizi takmadan etmiyoruz. Bisikletteyse bunlardan mahrum olduğumuz için daha farklı koruyucu ekipmanlarımız var: Kask, dizlik, dirseklik, eldiven... Günümüz dünyasında artık hepimiz biliyoruz ki beynimiz en önemli organımız. Dolayısıyla onun güvenliğini garanti altına almamız lazım. Kasklar da bunun için. Muhteva ettiği köpük karışımı materyaliyle, darbe anında darbeyi kendi içinde sönümleyerek kafamızın darbeden etkilenmesini engelliyor. Tabii, doğru kaskı seçmek önemli. Burada birkaç önemli kriter var. 1.'si Green Bicicletta'da ve internette yaptığım araştırmada MIPS adı verilen bir güvenlik sistemine sahip olan kaskların kafada daha sabit durduğunu ve beyni daha efektif bir şekilde koruduğunu öğrendim. 2.'si ise kaskların süngerlerini sağlık açısından zaman içerisinde değiştirmek gerekiyor. Terleme nedeniyle kaskın kendi köpüğünün de kirlendiğini söyleyen Green Bicicletta kurucusu Kurtuluş Baydar, bu nedenlerden ötürü kaskların 2 yılda bir düzenli yenilenmesini tavsiye ediyor. 2. EldivenBir bisikletçinin en çok gözardı ettiği ekipman olabilir eldiven. Havalar soğuyup eldivensiz bisiklet süremez hale gelinmediği müddetçe birçok bisikletçi eldiven takmayı önemsemez. Bu durum bisiklete yeni başlayan veya başlayacak bisikletçiler için de geçerli tabii. Fakat, eldiven hem büyük konfor hem de güvenlik. Öncelikle uzun zamanlar bisiklet sürmekten oluşan el uyuşması ve ağrısı için çok iyi. Bu konuda özellikle sünger eldivenlerden ise jel eldivenleri öneriyor Green Bicicletta. Ayrıca, konforun yanı sıra başınıza gelmesin ama bisikletten düştünüz diyelim, elinize takacağınız bir eldiven avuç içiniz ile asfaltın arasında bir koruma tabakası oluyor. Asfalt yanığının, avcunuzunun içine giren asfalt parçalarının, asfalt sürtünmesinin verdiği acı ve rahatsızlığı eğer henüz tecrübe etmediyseniz şanslısınız, en yakınınızdaki bisikletçiye sorup öğrenebilirsiniz. Şu anki en 'yakın' bisikletçinin ben olduğumu varsayarsanız size bunun gerçekten çok can sıkıcı olduğunu söyleyebilirim. Kısacası, eldiven iyidir. 3. Ön ve arka ışıkBisikletlerin ve bisikletçilerin özellikle akşamları karanlıkta görünürlük problemleri var. Yine arabaların aksine bisikletler halihazırda far lambalarıyla üretilmiyor. Bunun için bisiklete haricen ön ve arka ışık takmak gerekmekte. Bu ışıklar önde beyaz renkte ve arkada kırmızı renkte olmalı ki trafikteki diğer araçlar bisikletin sürüş yönünü anlayabilsin. Özellikle akşamları hava karardığında bu ışıklar çok önemli hale geliyor. Sizin trafikteki diğer araçlar tarafından görülebilmeniz için çok önemli. Burada, ışıklara ek olarak reflektörlü kıyafetlerden de istifaide edebileceğinizi belirteyim. 4. Bisiklet gözlüğüBu da birçok bisikletçinin önemini biraz görmezden geldiği fakat çok faydalı bir ekipman. Bisiklet sürerken toz, sinek, su damlası gibi havadaki birçok nesne gözümüze girebiliyor. Bunun dışında çıplak gözle bisiklet sürerken gözlerimiz devamlı olarak rüzgara maruz kaldığı için bisiklet sürmemiz zorlaşıyor. Özellikle bisiklet sürenler için tasarlanan bisiklet gözlükleri gözünüzün çevresini tamamaen kaplayarak gözü rüzgardan, tozdan, çamurdan, yağmurdan ve böceklerden koruyor. Buna ek olarak güneşli günlerde gözünüzü güneşten de koruyorlar. Çoğu bisiklet gözlüğü, değiştirilebilir filtreleriyle birlikte satılıyor. Böylelikle bisiklet süreceğiniz hava şartlarına ve zamanına göre farklı filtreler arasından uygun tercihi yapabilme şansınız oluyor. Daha önce hiç gözlükle bisiklet sürmediyseniz, bir defa sürün, farkı gördükten sonra bana ham vereceksiniz. Bisiklet gözlüğü hem konforunuzu artırıyor hem de devamlı olarak yolda olması gereken gözlerinizi kuruyor. BONUS: Bisiklet kilidiBurada benim ekleyeceğim bir şey daha var: Siz siz olun şehir içinde bisiklet sürerken olabildiğince yanınızdan bisiklet kilidinizi ayırmayın. Fakat, dikkat edin bisiklet kilidi garanti bir güvenlik sağlamaz. Yalnızca potansiyel hırsızları için caydırıcı bir unsur olur, ayrıca bisiklet çalmaya niyetlenmiş hırsızların işini zorlaştırır. Bu sayede, bisikletçiye kısa süreli olarak güvenli bir şekilde bisikletinin yanından ayrılma şansı verir. Fakat, yine de hatırlatayım ve uyarayım: Kesinlikle garanti bir güvenlik sağlamaz bisiklet kilidi. Siz mecbur kalmadıkça bisikletinizi yanınızdan ayırmayın, bisikletliyken de bu yazıda saydığım maddelerdeki ekipmanları.
0 Comments
Leave a Reply. |
Details
Siteyi biraz dolaştıysanız beni görmüşsünüzdür ama ben yine de kendimi kısaca tanıtayım. Ben Engin Özcan, Ankara'da yaşayan üniversiteli bir bisikletseverim.
Küçüklüğümden beri bisiklete binmeye bayılırım. Hatta bisiklet kendimle ilgili hafızamdaki ilk şeyler arasında bile yer alır. Herkes gibi ben de çocukken mahallede bisiklete binmekten son derece zevk alırdım. Herkes dedim, değil mi? Gerçekten de herkes. Ben daha bisiklete binmekten keyif almayan birine rastlamadım hayatımda. Herkes için küçüklükten gelen bir tutkudur. Çocuğun özgürlüğe açılan kapısıdır bisiklet. Belki de bu yüzden o çocuk büyüyüp yetişkin olduğunda bile bisiklet o yetişkinin içindeki çocukla yaşamaya devam eder. Bisikletin insana YazarEngin Özcan. Ankaralı bir bisikletsever. |