Selam bisikletseler! Bisiklete yeni başladın veya başlayacaksın fakat ne tür ekipmanlar gerektiği konusunda biraz kafan mı karışık? Veya ekipmanları nereden satın alacağını mı bilmiyorsun? Bu yazıda bu konuda tüm kafa karışıklıklarını gidereceğim. Öncelikle şunu söylemeliyim ki bisiklet alışverişi ve bisikletle ilgili herhangi bir alışveriş, Türkiye'de biraz yorucu ve stresli. Çünkü çok fazla bir bisiklet tüketimi olmadığından ülkenin her yerinde standart bir şekilde oluşmuş bu alanda bir piyasa yok. Bu nedenle fiyatlar da ürünler de kalite de alışverişi nerede ve ne zaman yaptığınıza göre çok farklılaşabiliyor. Ayrıca, çoğunlukla ithalata dayalı bu sektördeki fiyatlar elbette döviz kurundan da etkileniyor. Dolayısıyla, kafanız rahat bir şekilde alışveriş yapmak çok da kolay olmuyor. Bisiklete yeni başlayan veya da başlayacak sizlerin de birçoğunuzun halihazırda bisikletle ilgili çekinceleriniz nedeniyle en optimum seçimi yapmak istediğinizi göz önünde bulundurursak sizin de bu baş ağrısını çekiyor olduğunuzu hayal edebiliyorum. "Peki, yok mudur bunun çaresi?" diyorsanız, hiç canınızı sıkmayın çünkü bu noktada ben tam da burada devreye giriyorum. Bisikletinizi aldınız veya almak üzeresiniz. İlk adımda, bisiklet alışverişi yaparken içimizin rahat edeceği Decathlon'a gidiyoruz. "Neden, Decathlon?" sorusu elbette gelecektir. Decathlon, Fransa'nın Belçika sınırındaki Villeneuve-d'Ascq merkezli uluslararası bir spor mağazası. Günümüz itibarıyla dünyanın en büyük spor mağazası unvanını taşıyor. Benim Decathlon'u tercih etmemin 3 ana sebebi ürünlerinin dikkatli bir şekilde güvenlik ve dayanıklılık testlerinden geçiyor olması, dünyanın dört bir yanındaki mağazalarında aynı kalitede ve aynı ürünü satması, fiyatların standart ve şeffaf olması. Özellikle Avrupa'da faaliyet gösteren şirket, şeffaf ve standart şekilde her mağazasında aynı ürünü aynı şekilde satıyor ve de ürünlerine satış sonrası servis sağlıyor. Bu sayede, ne aldığınızın gerçekten farkında oluyorsunuz ve bunun sonucunda hayal kırıklığına uğramıyorsunuz. Çünkü, Decathlon açık bir şekilde hangi ürünün hangi tüketici grubu için olduğunu, hangi amaçlara yönelik üretildiğini, konfor ve dayanıklılığını açık bir şekilde satış sırasında belirtiyor. Siz de bu sayede kafanız karışmadan, rahat bir şekilde alışverişinizi gerçekleştirebiliyorsunuz. Fiyatlar da standart olduğu için, bu anlamda da bir kaygınız kalmıyor. Bunun yanında inovatif ve direkt amacı karşılayan ürünler de işin cabası. Bunun için ben rahatlıkla bisiklete yeni başlayan veya başlayacak herkese bisikletle ilgili alışverişlerini Decathlon'dan yapmasını tavsiye ediyorum. Bunun için Decathlon'un şehrinizde bulunan bir mağazasına uğrayabilir veya internet sitesinden alışveriş yapabilirsiniz. Ben şehrin her noktasından kolaylıkla ulaşılabilecek bir konumda olan Kentpark'taki mağazasına uğradım. Size de bu mağazada yakından incelediğim kadarıyla aşağıda ilk bisiklet ekipmanınızı nasıl ve neye göre satın almanız gerektiğini ve en önemlisi şehirde bisiklet sürecek sizlerin yanından ayırmaması gereken 4 ekipmanı anlatacağım. İlkiyle başlayalım: 1. KaskBisiklet sürmeye başlayacak kişilere bunu belirtmeme ne kadar gerek var bilmiyorum, fakat şunu biliyorum ki kasksız olmaz. Bunun için kaskın bu listede olmama ihtimali yok. Bisiklet kaskı, en önemli organımız beynimizi çoğu darbeye karşı efektif bir şekilde koruyor. Maksimum korumayı ve de konfor sağlamak için doğru bisiklet kaskını seçmek çok önemli. Decathlon'a veya başka bir bisiklet mağazasına gittiğinizde çok çeşitli bisiklet kaskları üretildiğini göreceksiniz. Bu kasklar 3 ana başlıkta toplanır: Şehir Bisikleti Kaskları, Dağ Bisikleti Kaskları ve Yol Bisikleti Kaskları. Üçü de aynı işlevi gören ve birbiri yerine kullanılabilecek kaskların birbirinden farklı olan yönü, üçünün de ayrı amaçlar için üretilmiş olması. Yani, bu üç kask da kafanızı koruyor olsa da diğer bir takım özellikleriyle farklı amaçlara özelleşmiş şekilde üretiliyorlar. Örneğin yol bisikleti kaskları, yol bisikletçiliği hız odaklı olduğu için aerodinami önceliklenerek üretilir. Biz burada şehir bisiklet kasklarına bakacağız. Decathlon'da çeşitli tasarımlarda şehir bisikletleri kaskları var. Kask seçerken en önemli noktalardan biri kasın kafanıza tam oturacak olması. Decathlon'da XS, S, M, L şeklinde kask bedenleri var. Bunlardan deneyerek başınızın ölçüsüne uygun kaskı alabilirsiniz. Kaskın kafanıza oturmasında bedene ek olarak başınızı halkayla sıkma mekanizması olması da kaskın kafanızda sağlam durmasına katkı sağlar. Decathlon'da bu özelliklere sahip en uygun kask: BTWIN Şehir Bisikleti Kaskı 500 modeli. Neon sarı, beyaz ve siyah renkleri bulunan bu kask, bisiklete yeni başlayanların ihtiyaçlarını fazlasıyla karşılayacaktır. Aynı zamanda bu kask Türkçesi genleşmiş polistiren olan EPS (Expanded polystyrene) köpüğüyle başınızı darbelere karşı koruyor. Bu kaskın içerdiği EPS köpüğü darbe anında hareket enerjisini ısıya çevirerek ve de başınızın çarpma hızını yavaşlatarak bir nevi darbeyi absorbe ediyor, böylelikle de başınızı korumuş oluyor. Kısaca, BTWIN Şehir Bisikleti Kaskı 500 modelini satın alarak hem kafanızı tam sararak koruyan bir kask hem de konforlu bir sürüş sağlayan kask alarak bisiklet yolculuğunuza başlayabilirsiniz. Bu kasın fiyatı bugün itibarıyla 360 TL'lik bir fiyattan satılıyor. 2. Ön ve arka ışıkKaskımızı aldıysak, alışverişe yine bir güvenlik ekipmanıyla devam ediyoruz. Bisikletle ne zaman karanlığa yakalanacağınızı kestiremeyebilirsiniz. Kendi tecrübelerimden yola çıkarak da söyleyebilirim ki bu gibi durumlarda bisiklet ışığı size trafikte büyük güvenlik sağlıyor. Diğer taşıtlar ve yayalarla paylaştığımız trafikte görünebilir olmak bir bisikletin en büyük güvencesidir. Gündüzleri büyük bir problem yaşatmayan bu durum için akşamları karanlık olduğunda bisikletçiler olarak ek önlemler almamız gerekir. Bunun için fosforlu kıyafetlerden yararlanabiliriz fakat bizim için burada en önemlisi bisikletimize birer ön ve arka ışık takmak. Motorlu araçların farları karanlıkta önlerini görebilmeleri içindir fakat benim bahsettiğim bu ön ve arka ışıkların temel amacı bizim trafikteki diğer araçlar tarafından görünebilir olmamızı sağlamaları. Söylememe gerek yoktur ama ben yine de belirteyim, öne beyaz arkaya kırmızı renkte ışık takılması bu işin genel kabulüdür. Decathlon ziyaretimde de bu ihtiyaca yönelik bir önlü arkalı ışık seti satıldığını gördüm. ELOPS ST 110 isimli bu sette hem görünürlüğünüzü artıran hem de sizin karanlıkta görüşünüzü artıran bir adet arka ve bir adet ön ışık bulunuyor. Önde 33 saat ve 44 saat aydınlatma süresi olan, ayrıca yağmura da dayanıklı bu setteki ışıkları bisikletinizin gidon borusuna ve sele borusuna takarak trafikte görünürlük ihtiyacınızı karşılayabilirsiniz. Hem ön hem arka ışık barındıran bu setin şu anki fiyatı 180 TL. 3. EldivenSıra geldi bisikletçilerin en çok gözardı ettiği ekipmanlardan birine. Açıkça söyleyeyim eskaza bisikletten düştüğünüzde elinizin derisini asfaltta kaybetmek istemiyorsanız, bisiklet eldiveni takmanız lazım. Tecrübeli bisikletçiler bile zaman zaman bisikletten düşebilirler. Bisikletten düşmenin en acı verici yanı bunun onur kırıcı olması olsa da kendinizi durdurmaya çalışırken asfaltta sürtünen eldivensiz elinizin acısı da hiç küçümsenmemeli. Bir kere eldiven taktığınız zaman kendinizi durdurmanız ve düşmenizi engellemeniz de kolay oluyor elinizin zarar görmesinden korkmadığınız için. Ayrıca, buna ek olarak eldiven takmak özellikle uzun süreli veya sık sık bisiklet sürülen zamanlarda oluşabilen el içi ve bilek ağrılarını önlemek için de çok yararlı. Bisiklet sürerken daima gidonda olan ellerimiz su toplayabiliyor veya zaman zaman uyuşabiliyor ve bu da sinirlerde ve eklemlerde ağrıya yol açabiliyor. Bisiklet eldiveni takmak bu duruma karşı iyi geliyor, çünkü bisiklet eldivenleri buna yönelik jelli veya süngerli bir şekilde üretiliyor. Bu da sizin elinizin konforunu artırıyor. Decathlon'da bunun için bir sürü farklı eldiven bulunuyor. Kış için ve yaz için ayrı ayrı, süngerli ve jelli modeller ve bununla birlikte ayrıca bir sürü renk seçeceği var. Mağazada gördüğüm bir model de bisiklete yeni başlayanlara merhaba diyor. TRIBAN RC 100 eldiven parmaksız yapısıyla yazın kullanmaya uygun, yumuşak ve süngerli yapısıyla da konforlu bir bisiklet deneyimi sunuyor. Bisiklete yeni başlayan herkes rahatlıkla bu eldiven tercih edebilir. Eldivenin bugün itibarıyla 55 TL'den satıldığını da belirteyim. 4. GözlükBu listenin 4. maddesi, şehirde bisiklet sürerken ihtiyacımız olacak 4. şey, eldiven gibi yine gözardı edilme eğiliminde bulunulan bir ekipman olan bisiklet gözlüğü. Bisiklet gözlüğü birçok kişiye çok gerekli gelmeyebilir fakat bisiklet gözlüğünün 3 önemli faydası vardır: 1- Rüzgara karşı korur 2- Havada uçuşan toz, böcek ve su damlalarına karşı korur 3- Güneşe karşı korur. Bisiklet sürmeye devam ettikçe fark edeceksiniz ki bisiklette gözünüz yürürken olduğundan daha fazla rüzgara maruz kalır. Çünkü bisiklet ile şehir içinde ortalama 15-20 KM/S hızlara ulaşırsınız. Bu da hem gözünüzü rahatsız eder ve ister istemez dikkatinizi dağıtabilir, hem de gözünüzü kurutur. Buna ek olarak havada her zaman gözümüze girebilecek bazı maddeler olduğunu da hatırlayalım. Toz, çamur, su damlaları, böcekler ve sinekler bisiklet sürerken çıplak gözümüzü tehdit eder. Trafikte araçlarla yan yana veya yokuş aşağı hızlı bir şekilde bisiklet sürerken böyle bir durumla karşı karşıya kalmaktan daha kötü ne olabilir bilmiyorum. Son olarak ise bisiklet gözlükleri, evet, güneşe karşı korur. Yazları güneşin yaydığı UV ışınları ve parlaklığın gözlerimiz için zararını ve gözlerimizi ne kadar yorduğunu belirtmeme gerek olduğunu sanmıyorum. Basit bir bisiklet gözlüğüyle tüm bu sorunları halledebilirsiniz. Bulunduğunuz mağaza Decathlon'da ise bunun için birkaç uygun model var. Burada gördüğünüz ROCKRIDER ST 100 modeli bisiklet gözlüğü siyah renk filtresiyle gözünüz için güneşe karşı bir koruma sağlıyor, ayrıca yüzünüzü ve de gözünüzü tamamen saran bisikletçilere özel üretilmiş yapısıyla gözünüzü havadaki maddelerden ve rüzgardan da koruyor. Bu gözlüğün şu anki fiyatı 130 TL. Bu ekipmanı da tedarik ederek şehirde bisiklet sürmeye hazır hale gelebilirsiniz. Fakat bence aşağıdaki bonus maddeye de bir göz atın. BONUS: Bisiklet kilidiŞehirde bisiklet sürmenin belki de en can sıkıcı tarafı bisikletinizin dışarıda çalınma riski. Ne yazık ki, bu konuda birçok bisikletçinin acı tecrübeleri var. Bisikletinizi çalınmaya karşı korumanın en iyi yolu onu hiçbir zaman yanınızdan ayırmamak. Tabii, bu her zaman bir seçenek olmayabiliyor. İşte bu gibi durumlarda bisikletinizi hırsızlığa karşı alabileceğiniz önlemlere başvurmak gerekiyor. Bunun için de en iyi yollardan biri bir bisiklet kilidi edinmek. Farklı boyutlarda, farklı ağırlıklarda ve farklı türlerde üretilen bisiklet kilitleri hırsızlığa karşı tam bir koruma sağlamasa da caydırıcı bir unsur oluyor. Ben kendim yukarıda da dediğim gibi bisikletimi hiç yanımdan ayırmama taraftarı olduğum için her zaman bisiklet kilidi taşımıyorum. Fakat, yine de bir bisiklet kilidim var ve gerektiğinde taşıyorum. Kendi kilidimi de yıllar önce Decathlon'dan aldığımı hatırlıyorum. Uğradığım mağazada daha yeni ve çeşitli modeller olduğunu gördüm. Bunlardan önerebileceğim tek bir model yok. Siz kendinize uygun olan bir model seçmeye çalışın. Çelik U Kilit gibi daha sağlam fakat taşıması zor ve ağır bir kilit mi yoksa daha portatif fakat ince zincirli bir kilit mi tercihiniz biraz da bisikletinize sizin biçtiğiniz değerle ilgili. Bisikletçiler arasında yaygın bir söyleyiş vardır: "Bisiklet hafifleştikçe, kilit ağırlaşır." Çünkü hafif bisiklet pahalı bisiklet demektir. Bu yazıda bisiklete yeni başlayan sizlere şehirde bisiklet sürerken ihtiyacınız olan biri bonus olmak üzere 4 ekipmandan ve bunları nereden, nasıl alabileceğinizden bahsettim. Adım adım bisikleti öğrenmeye devam ediyoruz. Sonraki yazıda görüşmek üzere.
0 Comments
Ankara'da veya herhangi bir şehirde bisiklet sürmek birçok insana stresli gelebilir. Trafik, motorlu araçlarla aynı yolu paylaşmak, çeşitli şehir içi engeller gibi durumlar bisikletçilerin birazcık canını sıkabilse de doğru ve gerekli ekipmanlarla bu gibi engellerle baş etmek çok zor değil. Bu konuyu, kendilerinin başka bisikletseverler dolayısıyla oluşan konsantre bilgilerinden faydalanmak ve de direkt olarak tecrübeli bir bisikletçiyle konuşmak istediğim için geçtiğimiz günlerde yeni öğrendiğim ilginç bir bisikletçiye gittim: Green Bicicletta. Green Bicicletta, Çayyolu'nda diğer birçok bisikletçinin de örnek almasını dilediğim bir konsept bisikletçi diyebilirim. İçerisi yalnızca bir bisikletçi dükkanı değil. İçeride küçük bir kafe var, eğitim gibi amaçlarla kullanılan mini bir amfi var ve mağazanın bir duvarı da çeşitli sanatçılar için sergi olarak ayrılmış durumda. Bununla birlikte, birçok bisikletçide karşılaşacağınız manzarada olduğu gibi burada bisikletler yan yana istiflenmiş vaziyette değil tavandan zemine uzanan direklere asılmış vaziyette daha estetik ve de düzenli bir şekilde sergileniyor. Burası sıradan diğer bisikletçi dükkanları değil demiştim ya. Green Bicicletta'nın sahibi ve kendisi de eski bir profesyonel bisikletçi olan Kurtuluş Baydar da bunu kendi sözleriyle şöyle ifade ediyor: "Ben bir bisikletçi dükkanı değil, bisikletçi mağazası kuracağım." Nitekim, öyle de olmuş ve İstanbul'da bazı örneklerini görsek de benim Ankara'da daha önce rastlamadığım türden konforlu ve samimi, konsept bir bisiklet mağazası olmuş. Fakat, Green Bicicletta'yı daha detaylı bir şekilde sonraki yazılarda ele alacağımı not edip esas konumuza geri dönelim: Şehirde Bisiklet Sürerken Yanınızdan Ayırmamanız Gereken 4 Şey. . . .1. KaskÇoğu kişinin duyduğu için şaşırmayacağı bir ekipman kask. Bildiğimiz gibi bisiklet sürerken arabada olduğumuz gibi metal bir kafesin içinde değiliz ve dolayısıyla bizi darbelerden koruyacak metal bir tamponumuz yok. Nitekim, araba içerisinde bütün bunlara ve de hava yastığına sahipken bile emniyet kemerimizi takmadan etmiyoruz. Bisikletteyse bunlardan mahrum olduğumuz için daha farklı koruyucu ekipmanlarımız var: Kask, dizlik, dirseklik, eldiven... Günümüz dünyasında artık hepimiz biliyoruz ki beynimiz en önemli organımız. Dolayısıyla onun güvenliğini garanti altına almamız lazım. Kasklar da bunun için. Muhteva ettiği köpük karışımı materyaliyle, darbe anında darbeyi kendi içinde sönümleyerek kafamızın darbeden etkilenmesini engelliyor. Tabii, doğru kaskı seçmek önemli. Burada birkaç önemli kriter var. 1.'si Green Bicicletta'da ve internette yaptığım araştırmada MIPS adı verilen bir güvenlik sistemine sahip olan kaskların kafada daha sabit durduğunu ve beyni daha efektif bir şekilde koruduğunu öğrendim. 2.'si ise kaskların süngerlerini sağlık açısından zaman içerisinde değiştirmek gerekiyor. Terleme nedeniyle kaskın kendi köpüğünün de kirlendiğini söyleyen Green Bicicletta kurucusu Kurtuluş Baydar, bu nedenlerden ötürü kaskların 2 yılda bir düzenli yenilenmesini tavsiye ediyor. 2. EldivenBir bisikletçinin en çok gözardı ettiği ekipman olabilir eldiven. Havalar soğuyup eldivensiz bisiklet süremez hale gelinmediği müddetçe birçok bisikletçi eldiven takmayı önemsemez. Bu durum bisiklete yeni başlayan veya başlayacak bisikletçiler için de geçerli tabii. Fakat, eldiven hem büyük konfor hem de güvenlik. Öncelikle uzun zamanlar bisiklet sürmekten oluşan el uyuşması ve ağrısı için çok iyi. Bu konuda özellikle sünger eldivenlerden ise jel eldivenleri öneriyor Green Bicicletta. Ayrıca, konforun yanı sıra başınıza gelmesin ama bisikletten düştünüz diyelim, elinize takacağınız bir eldiven avuç içiniz ile asfaltın arasında bir koruma tabakası oluyor. Asfalt yanığının, avcunuzunun içine giren asfalt parçalarının, asfalt sürtünmesinin verdiği acı ve rahatsızlığı eğer henüz tecrübe etmediyseniz şanslısınız, en yakınınızdaki bisikletçiye sorup öğrenebilirsiniz. Şu anki en 'yakın' bisikletçinin ben olduğumu varsayarsanız size bunun gerçekten çok can sıkıcı olduğunu söyleyebilirim. Kısacası, eldiven iyidir. 3. Ön ve arka ışıkBisikletlerin ve bisikletçilerin özellikle akşamları karanlıkta görünürlük problemleri var. Yine arabaların aksine bisikletler halihazırda far lambalarıyla üretilmiyor. Bunun için bisiklete haricen ön ve arka ışık takmak gerekmekte. Bu ışıklar önde beyaz renkte ve arkada kırmızı renkte olmalı ki trafikteki diğer araçlar bisikletin sürüş yönünü anlayabilsin. Özellikle akşamları hava karardığında bu ışıklar çok önemli hale geliyor. Sizin trafikteki diğer araçlar tarafından görülebilmeniz için çok önemli. Burada, ışıklara ek olarak reflektörlü kıyafetlerden de istifaide edebileceğinizi belirteyim. 4. Bisiklet gözlüğüBu da birçok bisikletçinin önemini biraz görmezden geldiği fakat çok faydalı bir ekipman. Bisiklet sürerken toz, sinek, su damlası gibi havadaki birçok nesne gözümüze girebiliyor. Bunun dışında çıplak gözle bisiklet sürerken gözlerimiz devamlı olarak rüzgara maruz kaldığı için bisiklet sürmemiz zorlaşıyor. Özellikle bisiklet sürenler için tasarlanan bisiklet gözlükleri gözünüzün çevresini tamamaen kaplayarak gözü rüzgardan, tozdan, çamurdan, yağmurdan ve böceklerden koruyor. Buna ek olarak güneşli günlerde gözünüzü güneşten de koruyorlar. Çoğu bisiklet gözlüğü, değiştirilebilir filtreleriyle birlikte satılıyor. Böylelikle bisiklet süreceğiniz hava şartlarına ve zamanına göre farklı filtreler arasından uygun tercihi yapabilme şansınız oluyor. Daha önce hiç gözlükle bisiklet sürmediyseniz, bir defa sürün, farkı gördükten sonra bana ham vereceksiniz. Bisiklet gözlüğü hem konforunuzu artırıyor hem de devamlı olarak yolda olması gereken gözlerinizi kuruyor. BONUS: Bisiklet kilidiBurada benim ekleyeceğim bir şey daha var: Siz siz olun şehir içinde bisiklet sürerken olabildiğince yanınızdan bisiklet kilidinizi ayırmayın. Fakat, dikkat edin bisiklet kilidi garanti bir güvenlik sağlamaz. Yalnızca potansiyel hırsızları için caydırıcı bir unsur olur, ayrıca bisiklet çalmaya niyetlenmiş hırsızların işini zorlaştırır. Bu sayede, bisikletçiye kısa süreli olarak güvenli bir şekilde bisikletinin yanından ayrılma şansı verir. Fakat, yine de hatırlatayım ve uyarayım: Kesinlikle garanti bir güvenlik sağlamaz bisiklet kilidi. Siz mecbur kalmadıkça bisikletinizi yanınızdan ayırmayın, bisikletliyken de bu yazıda saydığım maddelerdeki ekipmanları.
"Unutturduğu için seviyorum bisikleti. Sık yürüyüş yaparım ve yürürken düşünürüm. Bisiklette, rüzgara doğru giderken hiç düşünmüyorum ve hiçbir şey böyle dinlendirmiyor." -Émile Zola Siteyi biraz dolaştıysanız beni görmüşsünüzdür ama ben yine de kendimi kısaca tanıtayım. Ben Engin Özcan, Ankara'da yaşayan üniversiteli bir bisikletseverim.
Küçüklüğümden beri bisiklete binmeye bayılırım. Hatta bisiklet kendimle ilgili hafızamdaki ilk şeyler arasında bile yer alır. Herkes gibi ben de çocukken mahallede bisiklete binmekten son derece zevk alırdım. Herkes dedim, değil mi? Gerçekten de herkes. Ben daha bisiklete binmekten keyif almayan birine rastlamadım hayatımda. Herkes için küçüklükten gelen bir tutkudur. Çocuğun özgürlüğe açılan kapısıdır bisiklet. Belki de bu yüzden o çocuk büyüyüp yetişkin olduğunda bile bisiklet o yetişkinin içindeki çocukla yaşamaya devam eder. Bisikletin insana ve dünyaya faydalarını saymaya sayfalar yetmez. Fakat en önemlisi; çevre ve insan dostudur. Fakat, çoğu insan çocukluktan sonra bisikleti bir kenara bırakır ve yıllar boyu hiç binmez. Bisiklete binmek zor gelir, artık ilgisini yetirir vs. Aslında bunun sebebi bisikleti tam olarak iyi bilmememizden kaynaklanır. Neden bisiklete binmeyi bıraktınız diye sorsak çoğu kişi yorucu olduğundan der. Halbuki, bisiklet doğru binildiğinde dünyanın en verimli aracıdır. Doğru bisiklet seçimi, doğru vites ve fren kullanımı ne yazık ki ülkemizde yaygınca bilinmeyen konular. İşte ben de bu noktada bisikletseverlere ve de bisikletten bir şekilde soğumuş veya bisiklete başlamak isteyen, yeniden başlamak isteyene kişilere yardımcı olmak için buradayım. Bu sayfayı takip edin, birlikte bisikletlenelim! |
Details
Siteyi biraz dolaştıysanız beni görmüşsünüzdür ama ben yine de kendimi kısaca tanıtayım. Ben Engin Özcan, Ankara'da yaşayan üniversiteli bir bisikletseverim.
Küçüklüğümden beri bisiklete binmeye bayılırım. Hatta bisiklet kendimle ilgili hafızamdaki ilk şeyler arasında bile yer alır. Herkes gibi ben de çocukken mahallede bisiklete binmekten son derece zevk alırdım. Herkes dedim, değil mi? Gerçekten de herkes. Ben daha bisiklete binmekten keyif almayan birine rastlamadım hayatımda. Herkes için küçüklükten gelen bir tutkudur. Çocuğun özgürlüğe açılan kapısıdır bisiklet. Belki de bu yüzden o çocuk büyüyüp yetişkin olduğunda bile bisiklet o yetişkinin içindeki çocukla yaşamaya devam eder. Bisikletin insana YazarEngin Özcan. Ankaralı bir bisikletsever. |